Habeş maymunu (babun) çölde
su kaynaklarını en iyi bilen ve bunu hem diğer hayvanlardan hem de
insanlardan gizli tutmayı iyi beceren bir hayvan. Yerli avcılar bu su
kaynaklarını bulmak istediklerinde dev bir karınca tepesi bulup, toprağa
babunun elinin girebileceği büyüklükte bir delik açıyorlar, deliğin
dibine de babunun ulaşabileceği biraz yiyecek bıakıyorlar.
Meraklı babun uzaktan seyreidiyor olanları, avcı uzaklaştıktan sonra
merakla deliğe yaklaşıp elini içeri sokuyor ve içerde bulduğu yemeği
avuçlayıp elini dişari çekmeye çalışıyor. Ne mümkün, yumruğu kapalı
olduğu için eli girdigi delikten dişarı çıkmıyor. Elindeki yemeği
bırakıp kendini kurtarmak yerine orada avucunda yemeğini sıkı sıkı
tutarak, kolu deliğin içinde panic içinde çırpınmaya başlıyor. Beyni
hedefe kilitlenmiş, asla amacından vazgeçmeyi akıl edemediği için de
avcıya kolayca yakalanıyor. (Sonrası varacağım sonuçla ilgili değil ama
heyecanda bırakmayayım kimseyi, avcı babunu bir ağaca bağlıyor ve önüne
tuzlu yiyecekler koyuyor. Tuzluyu yiyen babun iyice susuyor, ertesi
sabah gelen avcı babunu serbest bırakıyor ve onun koştuğu yere koşup su
kaynağının yerini buluyor. ) Babunun beyni, onun hedeflerini
önceliklendirecek, onu ilk amacından vazgeçirecek evrimsel
karmaşıklıktan ve özgürlükten yoksunmuş. Bizler de hedef koyuyoruz
çoğumuz ama o amacımıza erişmemiz mümkün görünmediğinde kapasitemiz
dahilinde olan esnekliği ve yol değiştirebilme özgürlüğümüzü kullanıyor
muyuz? Yoksa babun gibi hayatla inatlaşıp bırakmam da bırakmam derken
başımıza türlü çeşit işler mi açıyoruz. Insanın hedefleri olması
güzeldir, hedefleri uğruna çabalaması da, ama hedefe körlemesine
kilitlenmek akıp giden hayatı kaçırmak demektir.
Gunay (Anat Baniel de kitabinda bu ornegi veriyor)
http://izismile.com/2010/ 04/20/ clever_way_to_trick_a_baboo n_to_find_water.html
Gunay (Anat Baniel de kitabinda bu ornegi veriyor)
http://izismile.com/2010/