Tuesday, January 8, 2013

OYUN VE SIDDET

Sevgili erkekler, size edecek iki çift lafım var bugün. Itiraf edin yüzde kaçınız sevmiyor elinde silah dan dan dan önüne geleni öldürmeyi, oyunda tabii canım, gerçek hayatta değil, eller klavyenin tuşlarına takır takır basarken ya da Play-station, xBox, Wii gibi oyunun kumandalarına.. Hatırlarım eski işyerimde melek gibi adamların, öğle arası yemeği acele yiyip, koştura koştura bir savaş oyunu oynamaya yetiştiklerini, önlerinde kanlar saçılıp cesetler uçarken nasıl sandalyelerinde heyecan ve keyifle tetiklere bastıklarını.. O zamanlar internettendi, 2 boyutluydu, Simdi 3 boyutlu tüm vücudu işin içine dahil edenler var elbet.. Oyun canım!! Hem kötüler öldürülüyor oyunda.
Farkında mısınız önünüze sunulan eğitim aracının, hapın.. gizli gizli.. sinsi sinsi beyinlere işleyen vahşetin. Öldürmek çok kolay, niye zor olsun ki.. Herkes yeterince tecrübe ediyor, çocuklara da erken yaşta “oyalansinlar” diye aynı imkan sunuluyor.. Aklım donuyor dostlar.. Bugün kızımla tesadüfen playstation oyunları satan bir dükkana girdik, son moda şarkılarla dans yarışması yapılan bir oyunu alacağız. Bizimki yalvarıyor, anneeee “call of duty” çok güzelmiş, ne olur onu alalım..Neymiş bir bakalım diyoruz.. Kutuyu elime almamla ateş tutmuş gibi atmam ve midemde deli bir bulanma hissetmem bir oluyor.. Kutu resminde elinde otomatik tüfek olan bir adam, önüne geleni deviriyordur heralde. Ve 17+ yazıyor üstünde. Ve kızım 12 yaşında, okulda herkes bahsediyor, çok güzelmiş, ne olur alalım.. Ve arkadaşları 12 yaş civarı…. Haberlerde ilkokul çocuklarının üstüne takır takır kurşunları boşaltan 20-30 kişiyi 2 dakikada öldüren adamın neden insanları şaşırttığını anlayamıyorum.. Şaşırmayalım dostlar.. “Zalimlik” “Duygusuzluk” ve “Öldürme’nin normallliğini hissettiren” insanlığı unutturan HAP’ları biz ellerimizle çocuklarımıza veriyoruz.. Kendimiz de içiyoruz izlediğimiz filmlerle “Skyfall” gişe rekorları kırıyor, James Bond hep beraber harika/korkusuz bir yolda yürüyoruz.. Kızımın okulundan mesaj geldi Cuma günü, “Çocuklarınızın bugünkkü katliam hakkında sorularını cevaplarken nelere dikkat etmelisiniz” konusunda.. Benimki hiçbirşey sormadı, bilmiyor heralde diye düşündüm önce, sonra bugün oyun dükkanında onun ısrarını durdurmak için “bu oyunlar dünkü olaydaki gibi katilleri hazırlıyor” dedim, verdiği cevaptan haberi bildiğini anladım. …. Evet korkan bir çocukla iletişim zordur, peki korkmayan, ya da “umursamayan” çocuklarla… Korkuyorum.. yetişen nesilin neyle beslendiğini görüyorum ve ben çok korkuyorum…Herkes üzerine düşeni yapsın, herkes kendi ailesi ve kendisi için sorumluluğu alsın dostlar.. El birliği yapmazsak basaramayız. Kızım ve tüm arkadaşlarının en sevdikleri dizi “Vampir Günlükleri”. Tüm arkadaşları bunu konusuyor çünkü.. Bilinçlenmemiz ve medyanın çocuklar üzerindeki etkisini artık hepbirlikte görüp harekete geçmemiz gerek. Çocuğa TV yasaklamakla çözülmüyor, TV yoksa internet var, telefondan bile TV seyrediliyor, emaille gonderilen linkler var.. Benim önerim içinde şiddet olan filmlere gitmemek, seyretmemek, oyunları satın almamak, gişe/rating rekorları kıracaklarına, batsın yapımcılar, batsınlar ki, üretmesinler bu tür filmleri.. kendimizden başlayalım çocuklarımızdan değil.. “Ben içiyorum bu mereti sen içme evladım” la olmuyor. Gunay Menekse.

No comments:

Post a Comment